Tek Gıda İş Teşkilat Sekreteri Recep Ali Kaya; "Özelleştirme Çay Kur'un Sonu Olur" Dedi.

25/12/2007 11:04

Tek Gıda İş Teşkilat Sekreteri Recep Ali Kaya; "Özelleştirme Çay Kur’un Sonu Olur" Dedi.

Haber: Hayati Akbaş

TEK Gıda-İş Sendikası Genel Merkez Genel Teşkilat Sekreteri Recep Ali Kaya ile sendikalarına kayıtlı olan ve ÇAYKUR'da çalışan bazı işçilerin Hak-İş'e bağlı Öz Gıda-İş Sendikası'na geçmeleri yönünde çalışmalar sırasında konuştuk. Kaya, herkes adına sendikalarının bütün güçlerini kullanıp mücadelelerine devam edeceklerini ve karşı tarafın söylediği gibi istifa eden işçilerin 2500 civarında değil de sadece 153 kişi olduğunu, bu rakamı yükselterek bazı kişilerin sadece topluma nifak sokmaya çalıştıklarını söyledi. Her şeye rağmen ahlak sınırlarını zorlamayacaklarını vurgulayan Kaya, ilginç, bir o kadar da çarpıcı ifadeler kullandı. . .

ÇAYKUR EKMEK TEKNEMİZ

Tek Gıda İş olarak Rize'de Çaykur'la beraber ne kadar süredir çalışıyorsunuz?

"Tek Gıda İş Sendikası 55 yıl önce 1952'de Karadeniz Çay Sanayii adı altında Rize'de kuruldu. Çaykur'la Tek Gıda İş Sendikası birbiriyle yıllardan beri özdeşleşmiştir. Yani biz Çay kur dediğimizde Çay kur Genel Müdürlüğü demiyoruz. Çay kur Genel Müdürü de değerli yöneticileri de hiçbir zaman 'Tek Gıda İş Sendikası şudur veya budur' demedi. 'Tek Gıda İş bizim sendikadır' demişti. Çay kur burada hayatiyetini başlattığında Tek Gıda İş Sendikasında başlamıştı. Onun için Çaykur'la Tek Gıda İş'i birbirinden ayırmaya bizim bile gücümüz yetmez. Bunlar bize ağabeylerimizden, dedelerimizden kaldı. Biz de birilerine bırakacağız. 1977'de İyidere Çay Fabrikasına işçi olarak işe girdim. 1979'da babam oradan emekli oldu. 2003 yılında ben emekli oldum.

Benim oğlum fabrikada çalışmıyordu ama yeğenim çalışıyordu. O da o ekmek teknesinden emekli olacak. Çay kur bizim ekmek teknemiz. Biz bu yörenin çocuğuyuz. Hep beraberiz.

YENİDEN YAPILANARAK BÜTÜNLEŞTİK

Burada bazı olumsuzluklar olmuş, herkes kendine göre farklı değerlendirmeler yapmış, sendika yeniden yapılanmaya girmiş. Yeniden yapılanmada Türkiye genelinde yüz şubemiz vardır.

Bu şubelerin yöneticilerini, temsilcilerini bir araya toplayamıyorduk. Çok dağınıktı. Rize'de 50 tane şube vardı. Ama o zaman Rize'de çay sanayisinde çalışan 50 bin kişi işçi arkadaşımız vardı. Bugün Çay kur'un toplam sayısı 15 bin. O tarihlerde 20 bin kadrolu vardı sadece. Şimdi 50-60 bin işçi olduğu dönemde 50 tane şube, 15 bin işçi olduğu dönemde de 50 tane şube vardı. İnsan işgücü azaldığı için işçi sayısı da azalmıştı. Biz de teknolojiye ayak uydurmak zorundaydık. Bu yapılanmayla beraber buradaki şube sayısı 7'ye düştü. Ama buradaki arkadaşlarımızın bilgi, donanım, teknoloji her şeyiyle beraber bütünleştik. Onlara bütün imkânları sunduk.

HAYIR KURUMU İŞLEVİ GÖRDÜK

Tek Gıda İş Sendikası olarak üyeleriniz için neler yaptınız?

Üyelerimize daha rahat hizmet gidebilmesi için şubelere araba aldık. Yeni atılım yaptık. Samsun Türk-İş Eğitim kampında Tek Gıda İş Sendikası bütün yöneticilerine bir seminer verdi. Yılbaşından sonra da fabrikalardaki bütün temsilcilerimizi seminerden geçirmeyi düşünüyoruz. Hatta seminer almayan işçi arkadaşımız temsilci olamayacak. Bunu iş yerleri bazında bile taban eğitimi seminerine dönüştüreceğiz. Yeniden yapılanma esnasında bizim bazı arkadaşlarımız o dönemdeki şube yöneticileri, aynı zamanda genel merkez yöneticileri şube kapamalarında, birleştirmelerinde Türkiye genelinde bu yapılır. Hiçbir karar oy çoğunluğuyla alınmamıştır. Oy çokluğu ile alınmayan bir kararın karşıtı ne olur? Ya hiç olmaz ya da oy birliği olur. Bizim bütün kararlarımız oy birliği ile alınmıştır. Ayrıca Rize'mizde eski SSK Hastanesi, yeni 82. Yıl Devlet Hastanesi. . . Biz bu hastaneye iki yıl önce 1 milyon 200 bin dolara MR (Manyetik Rezonans) cihazı aldık. Bunu sendika yöneticilerinin eşleri, dostları için almadık. Bundan sadece fabrikalarda çalışanlar faydalanmıyor. Biz işçilerimizin haklarını o hastaneye malzemeleri alırken savunduk zaten. Hatta o hastanede sendikanın aldıklarını çıkartırsak ben iddia ediyorum orada hastane diye bir şey kalmaz. Endoskopi makinesi, tomografi cihazı. . . Bunları kim aldı? Hastanenin demirbaş kayıtlarında vardır bunlar. Eski başhekim ve şimdiki Milletvekilimiz Sayın Lütfü Bey her şeyi biliyor, yanımızda saatlerce pazarlık yaptı, sayfa sayfa raporlar tuttu.

Çırakoğlu'nun ne amacı vardı? O da sendikacı mıydı?

Biz burada sendika olarak hayır kurumu işlevi gördük. Sakatlar derneği gelir, 'benim şu ihtiyacım var'. Milli Eğitim Müdürlüğü gelir, 'bir işim var' der ve giderilir. Devletin hangi kurumu buradan bir şey alamamıştır? Kimin işine koşturulmamıştır? Ben iki yıl önce bir ambulans gönderdim. Bu ambulansı kullanan sadece fabrikada olan arkadaşlarımız mı? Dışarda iş yerinde çalışmayan, emekli olmuş çay üreticimiz veya bir fidanı olmayan Rizeli arkadaşlarım o araçtan faydalananlardır. Kimse bunu engelleyemez. Engelleyen de yok.

İkramiyeleri ödenecek

Sendikadan ayrılan yönetici konumundaki kişiler için neler söyleyeceksiniz?

Bugün Öz Gıda İş'in Rize'de bayraktarlığını, savunuculuğunu yapmaya kalkışan arkadaşlarımız o dönemde delegeydiler. Hiçbiri ret oyu kullanmadı. Şubeyi şube yapıp seçime getirmek için bir müteşebbis heyet atanması lazım. Müteşebbis heyet atanmadan şube seçimi zaten yapılmaz. O arkadaşlarımızın da bir kısmı o şubenin içerisindeydiler. Aday oldular, kazanamadılar. Kazanamayınca küstüler. Kazansaydılar böyle konuşmayacaklardı. "Benim bir menfaatim yok, işçi için uğraşıyorum" diyorlar. Adama sormazlar mı; "Be kardeşim! En son şube seçiminde neden aday oldun?" Ben aday olmasına karşı değilim. Bu sendika çok fazla kötü idi ise sendikada nasıl yöneticilik yapacaktın? Aday olmadan önce karşı tarafa gitseydin de oradayken işçilerin menfaatleri, hakları için savaşsaydın. Örgütlü olan bir yere başka bir sendikanın girip de örgütlenmeye çalışması yakışıksızdır. Buraya Öz Gıda İş'in değerli Genel Sekreteri Mehmet Şahin Bey gelmiş, "Biz işçi arkadaşlarımızın sendika arayışına son vermek, onların hak ve menfaatlerini savunmak için Öz Gıda İş olarak onlarla anlaşmaya geldik" dedi.

Bellerini düzeltemediler

3 gün önce ikramiyemiz vardı bitti. Ama bakın 48 ay önceki ikramiyeyi halen almamışlar. Mesela Orman İşletmeleri. Siz basın olarak bunu yakından takip ediyorsunuz. Hatta basın olarak biz bazı bilgileri sizden alıyoruz. Ne oldu bu arkadaşlarımız. Dört yıldır, beş yıldır uğraştılar bir tarafa gittiler. Şimdi başka sendikanın aleyhinde bizim konuşmamız yanlış olur. Ama değerli Sami Uslu kardeşim, değerli Başkanım Orman İş Sendikası'nı alırken senin öyle bir iş kolun olduğunu, olmadığını bilmiyor muydun? Bu Orman İş Sendikasını neden senin konfederasyonlar bazı siyasi emeller uğruna aldın da insanları beş yıl sokakta bıraktın? Halen bellerini düzeltemediler. Toplu iş sözleşmesinden yararlanamadılar. Belediye İş'i aldın da ne oldu, Tek Gıda İş'e el atmaya çalışıyorsun? Biz Tek Gıda İş yöneticileri olarak yanlış yapabiliriz. Ama Tek Gıda İş Sendikası bizim değil, çalışan işçi kardeşimin, çalışan üreticimindir. Tek Gıda İş Sendikası Rize halkıyla bütünleşmiştir.

Birileri Rize'de kargaşa çıkartabilir

Arkadaşlarımızın bazıları Başbakan tarafından görevlendirildiklerini iddia ediyorlar. Ben buna şiddetle inanmıyorum. Yalan söylüyorlar demeyeyim de doğru söylemiyorlar. Sayın Başbakanın başka işi gücü mü yok ki Tek Gıda İş Sendikasından bizim sendika diye söz ediyor? Sayın Başbakan Meclis Başkanı ile beraber genel kurulun birinci günü geldiler ve "Ben de bir Türk İş üyesiyim" diyor, "Ankara'da bir Cumhurbaşkanı var, bir Başbakan var, Yargıtay var, Anayasa var, hatta hatta Genelkurmay kadar önemli ve güçlü olan bir Türk İş var. " diyor. Bu kadar önemli olmasaydı Sayın Başbakan derdi ki; Hak İş var. Sayın Başbakan Rizeli olduğu için biz burada farklı bir şeyler yapamıyoruz. Elimiz kolumuz bağlanıyor. Birileri burada kargaşa çıkartabilir.

Yevmiye ile ırgatlık yaparız

Tek Gıda İş Sendikası olarak projeleriniz içerisinde ne var, neler yapmayı düşünüyorsunuz?

Rize'de Tek Gıda İş Sendikasının neden bir ilköğretim okulu yok? Veya ilimizde bir üniversite açıldı. Burada bir öğrenci yurdu var zaten ama yeterli midir, bir öğrenci yurduna ihtiyaç var mıdır? Bizim gelecekteki projelerimiz bunlar. Biz bu projelerle uğraşıyoruz. Kalkıp da bizi engellemeye çalışıyorlar. Bize 'işte işverenler sendikası, işveren ne derse o olur' gibilerinden yakıştırmalar yapıyorlar. Eğer biz işverenler sendikası olsaydık siyasetçilerin bir kısmı şimdi bu olaya müsaade etmezdi. "Zaten burada bir işverenler sendikası var, siz buradan çekin gidin" derlerdi. Türkiye'de Çay kur'dan başka kamu kurumu olup da özelleştirmenin dışında kalan bir kurum daha yoktur. Biz burada üreticisiyle, çalışanıyla, sendikacısıyla, yöneticisiyle bir bütünüz. Benim de eşim, annem çay topluyor. Ben de fabrikada çalıştım. Ama öteki taraftan sağdan soldan başka şehirlerden gelip yöneticiler burada makasla yağmurlu bir havada çay mı toplamışlardır? Biz bunları yaşıyoruz ve dolayısıyla sendikacılık bizim işimiz. Bu düşüncelerinin altında Çay kur'un özelleştirilmesi yatıyor. Çay kur'u ben savunamazsam buradan olmayan bir başkasının savunma şansı olamaz. O sendikanın neden kamuda örgütlü bir işyeri yoktu? Adama sorarlar: Çok güzel bir sendikaysan, güçlü bir sendikaysan niye kamuda senin bir şeyin yok? Kamu önceden özelleştirilsin. Ondan sonra biz alalım, güzel şeyler yapalım. Benim Çay kur'um özelleştirilirse Rize'de yaşayan insan kalmaz. Başka şehirlerden insanlar gelip yevmiye usulüyle çayımızı topluyor. Allah göstermesin, böyle bir şey olursa biz başka şehirlere göç veririz, yevmiye ile ırgatlık yapmaya gideriz. Özelleştirme Çay kur'un sonu olur.

55 yıllık evlilikler mezarda olur

Biraz küskünler var. Evde karı koca arasında bir problem olduğu zaman başka bir ev mi tutuyorsun ki sorununu aynı evde gideriyorsun? Bu sonuçta ufak bir evlilik değil, 55 yıllık bir evliliktir. 55 yıllık evlilikler ancak mezarda olur, pazarda olmaz. Değerli sendikanın değerli yöneticisi, Rize'de bizim de örgütlü olmadığımız 200-300 tane özel sektör çay fabrikası var. Bunlarda tam sayıyı bilmiyorum, 5 bin civarında işçi çalışıyor. Hak İş'in üye sayısı 7150. Burada hazır örgütsüz, örgütlü olmayı bekleyen 5 bin civarında arkadaşlarımız var. Git de orada örgütlen. Burada zaten bir sendika var. Diğer yerlerde yapmış olduğun toplu iş sözleşmeleri, Tek Gıda İş'in yapıldığı toplu iş sözleşmelerinden daha iyi değil ki hak almaya çalışıyorsun. 3 yıl önce gördük burada. Belediye İş Sendikası nasıl olduğu beni ilgilendirmez? Bir şekilde Hak İş'in Hizmet İş koluna gitti. Gitti de ne oldu? 3 yıllık toplu iş sözleşmesi yapıldı. Oradaki arkadaşlarımın ikramiyeleri 24 ay ödenmiyor. 24 ay sonra da 24 taksitle ödenecek. Benim arkadaşım 48 ay önce alması gereken ikramiyeyi 48 ay sonra alıyor.

Röportaj-Dilek Aslan

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 25.12.2007 tarihinde Hayati Akbaş tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.