Hopa'da kadınların yerel yönetimlerde adının olmadığı, gereği gibi yer al(a)madıkları gerek belediye başkanlığı, gerek Belediye meclis üyelikleri gerekse muhtarlık seçimlerinin incelenmesinde açıkça belirgin şekilde ortaya çıkmıştır. Peki neden kadınlar yerel yönetim organlarında gereği gibi ve yeterli bir düzeyde yer alamamaktadırlar? Neden gereği gibi temsiliyetleri gerçekleşmemektedir?
Bu sorulara doyurucu ve ikna edici yanıtların verilebilmesi için kadının toplumsal yaşam içindeki yeri ve değerinin genişçe incelenmesi gerekmektedir. Söylem olarak herkesin dilinden düşürmediği kadın sorunun varlığı ve bu sorunun çözümü için birçok lafazanlık yapılırken siyasal anlamda temsiliyet söz konusu olunca, bu söylemler arka plana atılmakta ve erkek baskın ataerkil toplumsal bakış açısı ön plana çıkmakta ve kadınlar siyasal arenada silikleştirilmektedir. Sadece siyasal alanda değil, kurumsal platformlarda da kadının adı ve esamesi okunmamaktadır. Sivil toplum kuruluşlarında, sendikalarda, toplumsal örgü içindeki her türlü yapılarda kadın temsiliyeti yok denecek kadar az düzeyde bir yön izlemektedir. Bu saptanan durum karşısında kadınlar ne yapmaktadır? Genel anlamda kendi iç dünyalarına çekilmekte, var olan durumu kabul etmektedirler. Sadece yılda bir 8 mart tarihinde yapılan etkinliklerde hatırlanmakta ve 8 mart geçtikten sonra "senede bir gün" tesellisiyle kendi kaderlerine razı olmaktadırlar. Esasen kadınlar toplumsal yaşam içerisindeki bu ötelenmişliklere karşı gerek siyasal düzlemde gerekse kurumsal düzlemlerde direngen olmalı, erkek baskınlı feodal kabullenilmişliğe karşı durmalıdırlar. Kadının yaşamın her alanında temsiliyetinin gereği gibi olabilmesi için evde, mahallede, köyde, şehirde, işyerlerinde feodal bakış açısı ve cinsiyetçi baskılanmaya karşı bir duruş sergilemelidirler. Sadece kadınlar değil demokrasi kültürüne aşık, demokratik yaşamı benimsemiş her birey kadının gereği gibi temsiliyeti için tavır almalı, mücadele etmelidirler. Kadınların gerek siyasal alanda gerekse toplumsal yaşamın diğer alanlarında gereği gibi temsil edilip yer almaları için bir direngenlik oluşturulmalıdır. Bu direngenliğin oluşturulması için sadece kadınların mücadelesi değil, kendilerini en aydın ve ilerici gören erkeklerinde kafalarındaki feodal bağnazlığı yıkmaları gerekmektedir. Bu bağlamda yaklaşan yerel seçimlerde kadınlar gerek muhtarlıklarda, gerek belediye meclis üyeliklerinde, gerek il Genel meclis üyeliklerinde, gerekse belediye başkanlıklarında adaylık olarak aktif olarak yer almalı, kadın kotasının olmasını talep etmelidirler. Kadınlar siyasal arenada seçimlerde erkek adayların broşürlerini dağıtmak için ev ev dolaşan, sokak sokak arşınlayan bir obje durumuna düşmemelidirler.
Hopam.com'un notu: Okuduğunuz köşe yazısı sitemize 03.10.2018 tarihinde Hasan Azaklı tarafından girilmiştir. Metnin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, köşe yazısı metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu yazarın iznine tabidir.
Önemli Notlar:
1. Hopam®.com sayfalarında yayınlanan yazılardaki fikirler, yorumlar ve görüşler, Hopa'da yaşayan insanları, Hopa'nın herhangi bir kamuya ait veya özel bölümünü ya da idari yapısını, herhangi bir etnik/politik gurubu, veya diğer ilgili hiçbir özel/tüzel kişiliğini hiçbir şekilde bağlamamaktadır.
2. Sitemiz rengini doğadan aldığından bünyesinde sürekli evrimsel bir değişim ve dönüşüm hali barındırır.
3. Sitede yayımlanan tüm içerik, kısmen ya da tamamen kopyalanarak başka bir yerde kaynak gösterilerek kullanılabilir. Bunun için gerekli ve yeterli koşul, söz konusu içeriği sitemize ekleyen kullanıcının bu doğrultuda izin vermiş olmasıdır.
4. Üyelerimizin, ekledikleri her türlü içerik hakkında sorumlu olduklarını varsaymaktayız. Takip et: @hopam
Tweetle