Artvin'de Türk Dili Ve Edebiyatı Konulu Seminer Yapıldı

03/12/2006 18:40

Artvin'de Milli Eğitim Bakanlığı Hizmetiçi Dairesi Başkanlığı Tarafından Türk Dili Ve Edebiyatı Konulu Seminer Yapıldı.


Artvin’de Türk Dili Ve Edebiyatı Konulu Seminer Yapıldı

Haber:







Halk Eğitim Merkezi ve ASO Müdürlüğü toplantı salonunda yapılan seminere, Artvin Valisi Cengiz Aydoğdu, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Necat Birinci, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özkul Çobanoğlu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Muhammet Nurdoğan, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Andı, Başkent Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Nurettin Demir, İl Milli Eğitim Müdür Vekili Burhan Ünlü ile Artvin ve ilçelerinde görev yapan edebiyat öğretmenleri katıldı.

Seminerin açılış konuşmasını yapan Artvin Valisi Cengiz Aydoğdu; "Dil bizim vatanımız, düşüncelerimizin vatanı, fikirlerimizin, hayallerimizin içinde yaşadığı şeydir. Bizler bildiğiniz gibi dünya üzerinde yaşadığı yeri seçen nadir milletlerden biriyiz. Bu manada dilin bizim için çok büyük bir önemi vardır. Tabi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olmakta, sadece Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeni olmak değil, ideallerin öğretmenleri olmak, hayallerin, duyguların, heyecanların, ilklerin öğretmeni olmak gibidir. Onun için dili bütün çağrışımlarıyla düşündüğümüzde o millet olmak için gerekli olan haleti ruhiyenin birbirimize intikalini sağlayan bir vasıta olarak gördüğümüzde, diller milletlerin tek bayrağıdır ifadesi olarak söyleniyor. Bu çerçevede bir başka gerçek de şu; ancak bağımsızlığı olan, devletleri olan, orduları olan, ekonomileri olan millet dildir, yoksa lehçedir deniyor. Bunu da çocuklarımıza böyle öğretelim. " dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Necat Birinci ise konuşmasında şunları söyledi; "Sizler Artvin'de yaşayan öğretmenler olarak biraz şanslısınız, zannediyorum valilerimiz her zaman dilimize, Türkçemize bu kadar duyarlı olmayabilir. Bilimin ilimdir dediği düşünceyi bir milletin içinde rahat ettiği iletişim kurduğu, duygularını, düşüncelerini, aşklarını, heyecanlarını, korkularını, endişelerini, tarihini, kültürünü, paylaştığı bir dili edebiyat öğretmenlerine bunu yakından anlatabilecek ve duyurabilecek valilerimiz son derece azdır onun için kendisini tebrik ediyorum. Daha uzun seneler Türkiye'nin vilayetlerine hizmet edecektir temennisinde bulunuyorum. Eğer valilerimiz eğitimimize yakın dururlarsa o illerde eğitimde büyük sıçrama kaydediliyor. Alt yapı ve mekan özellikleri tamamlanmışsa da kalitenin yükselmesi için büyük gayret gösteriyorlar. Onun için Milli Eğitim Müdürlülüğü'nü en yakından takip ettiği çalışmaların lideri ve yöneticisi olarak valiler önemlidir. Artvin valimizin bu konudan söylediği bakanlığımız adına, Türkçe adına ömrünü Türk dili ve edebiyatına vermiş birisi olarak minnettarlığımı ve teşekkürlerimiz kendilerine sunuyorum.

Biz öğretmenler tıpkı bütün insanlar gibi tıpkı bütün insanlar gibi etten, kemikten, sinirden yaratılmış insanlarız. Sokaktaki herhangi bir vatandaş gibi günlük hayatımızın içinde yaşıyoruz. Fizik yapımız bizi onlardan ayrı tutmuyor. Ama öğretmen olunca bir başka değişik özellik karşımıza çıkıyor bizi diğer insanlardan ayıran marketin sahibinden, kasiyerinden ayıran çeşitli eşya satan delikanlıdan ayıran veya nüfus memuru emeklisinden ayıran bir başka güzellik bunu Yunus Emre 14. Asır'da şöyle söylüyor; "Bir ben vardır bende, bende içeru" dediği gibi. Eğer bizim içimizde bizi erken den uyandıran bizi Türkiye'nin çocuklarına Türk gençlerine yeni şeyler anlatma heyecanıyla şekillendiren, biçimlendiren, düşündüren ve yola koyduran bir duygu içimizde uyanmıyorsa yani o içimizde gerçek öğretmenlik kimliği yoksa ki, var olduğuna biz hep inanıyoruz bizi diğer insanlardan ayıran en önemli özellik budur. Biz öğretmeniz sokaktaki her hangi bir vatandaş değiliz sorumluluğumuz var. Bu öğretmenin genel tavrı, bunun içinde Türkçe ve Türk Dili Edebiyat Öğretmeni olmak kendi meslek grubu içerisinde çok ayrı bir özelliği ve sorumluluğu da bizim üzerimize getiriyor. Bir matematik dersini, fizik dersini, kimya bilgisini bir başka yabancıya anlatabilir, anlattırılabilir çocuklarımıza öğretebiliriz, ama Türkçeyi ve Türk Edebiyatını bu milletin ezelden ebede taşıyan bu kutsi varlığı ancak Türk çocuklarına, Türkiye'nin evlatlarının sadece en mükemmel en olgun en etkili en onurlu bir milletin mensubu olma duygusu içinde kök salacak şekilde yetiştirecek olan sadece Türkçe ve Edebiyat öğretmenleridir" dedi.

3 yıl içerisinde 41 bin öğretmene ulaşarak seminer verdiklerini ifade eden Prof Dr. Birinci, sözlerine şöyle devam etti;" Biz inanıyoruz ki 41 bin edebiyat öğretmeni ile 3 yıl içerisinde görüşmemizde bu öğretmenler ve daha görüşemediğimiz 44 bin Edebiyat öğretmenin daha kendilerinin ayaklarına gitmediğimiz bu meslektaşlarımız bu bilinç ve anlayış içinde Yunus'u anlatırken, Dede Korkut Hikayaleri'nde bahsederken, Göktürk Kitabeleri'nin bir yapıtı üzerinde dururken ve millet psikolojisinin o Oğuz Kaan'ın destanı içinde aldığı şekli ifadelendirirken, Fuzuli'nin derin hasret duygusu içinde bunu duygularıyla beraber işlerken, Namık Kemal'in heyecanını dile getirirken, Yahya Kemal'in bir medeniyetin şekillendirdiği düşüncelerini anlatırken, Cahit Sıtkı'nın şahsi duygularıyla beraber işlediği aşk ve ölüm duygusunu anlatırken, Türk gençliğine bu duyguyu yani tarihin derinliklerinden gelen bugün var olma bilincini verdiğimize inanıyoruz. Eğer veremiyorsak bugünden itibaren bunu verelim. Çalışmalarımız sadece bir dilin yapı şeklini öğretmek değildir. Onu yabancı bir florof da yapabilir, nitekim Türkçe'nin ilk olgun gramerini Jan Doni diye bir Fransız yapmıştır. Ama Fransız o Türkçenin ruhunu hiçbir zaman görememiştir. Türkçenin ruhunu, Türk ruhunu bilen insanlar ancak görebilir, onlarda Edebiyat öğretmenleridir. Biz öğretmenler amatör ruhla çalışan profesyonel insanlarız. Biz ekmek paramızı bunu yaparak kazanıyoruz, evimize akşam helal lokma götürüyoruz. Bir milletle mensup olmanın yolunu edebiyat öğretmenleri çiziyor. Birazda tarih öğretmenleri çiziyor, ama en çok edebiyat öğretmenleri çiziyor. Çünkü edebi eserde bir milletin ortak ruhu vardır. Fuzuli tek başına Fuzuli değildir, Yunus Emre tek başına Yunus Emre değildir, o bir millet adına konuşuyor. Namık Kemal'in heyecanı tek başına Namık Kemal heyecanı değildir bir milletin heyecanıdır. Yahya Kemal'in Süleymaniye'de Bayram Sabahı şiirinde dili bir, imanı bir, insan yığını dediği yığın olmaktan bizi kurtaran bu dildir. O dili sizler öğrenciye anlatıyorsunuz. Onun için bir milletin heyecanını, bir milletin duygusunu, bir milletin şevkini ve güzellik anlayışını anlatıyoruz. Onun için işimiz hem kutsi hem de zor. Milletin adına konuşuyoruz. Edebiyat dersi milletin adına konuşmaktır" dedi.

Anadolu'nun çok büyük medeniyetler gördüğünü ifade eden Müsteşar Birinci; " Sizinle çıkalım şöyle bir dolaşalım, buradan içeriye doğru gidelim, Sivas'a, Erzurum'a Ankara'ya doğru. Bir kol Konya'ya doğru gitsin, bir kolda Yozgat'a, Çankırı'ya gitsin oradan daha güneye inelim, Sümerler yaşadılar, Hititler yaşadılar, Asurlar yaşadılar, Etiler yaşadılar ama kendileri yok, bir Eti vatandaşını Ankara'da göremeyiz, Hitit'i Çorum'da göremeyiz. Niçin göremeyiz? Onlar dillerini kaybettiler, dillerini kaybeden her şeyini kaybeder, onun için sizler bir milleti ayakta tutacak en önemli bir varlığın öğreticilerisiniz. " şeklinde konuştu.

Seminerde daha sonra, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özkul Çobanoğlu, Halk Edebiyatı, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Fakültesi Öğretim Üyesi Muhammet Nurdoğan, Eski Türk Edebiyatı, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Andı, Yeni Türk Edebiyatı, Başkent Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Nurettin Demir de Dil bilimi –Türk Dil Bilgisi konularında öğretmelere bilgi verdiler.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 03.12.2006 tarihinde tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Yaşam Haberleri
 » Türklim Olağan Genel Kurulu Yapıldı...
 » Necmettin Orman Vefat Etti!...
 » Hopa’da Gözyaşı Ve Acı Vardı...
 » Chp’den Sonra Akparti’den Miting Ha...
 » Rauf Başar Ödül Töreni Düzenlendi...
 » Artvin’de Kayak Şenliği Sona Erdi...
 » Doğu Karadeniz İçin Yeni Bir Fırsat...
 » Hopa’nın Kadınları, Muhteşemsiniz!...
 » Hopa Tso Açü Meslek Yüksekokulu’nu...
 » Hopa’da Sivil Savunma Programı Gerç...