Başkan Özgün Üniversite Öğrencileri İle Buluştu

24/05/2013 09:16

Öğrenciler Başkan Özgün’e Dert Yandı “Artvin’de Ulaşım Faciası Yaşıyoruz”


Haber: Tolga Gül







Artvin Belediye Başkanı Dr. Emin Özgün dün akşam Artvin Çoruh Üniversitesi Çayağzı Mahallesi’nde bulunan Ali Nihat Gökyiğit Kongre ve Kültür Merkezi’nde üniversite öğrencileriyle buluştu. Üniversite öğrencilerinin sorunları ve yerel yönetimlerden beklentileri konulu panele katılan Başkan Özgün öğrencilerin sorularını yanıtladı. Üniversite öğrencileri kanayan yaraları olan ulaşım sorunuyla ilgili Başkan Özgün’e onlarca soru yönelttiler. Özgün sorunun çözümü noktasında Artvin Belediyesi olarak birçok teklifte bulunduklarını ancak Seyitler köyündeki dolmuşçuların hiçbir teklide yanaşmadıklarını ifade etti. Özgün çift başlılık vurgusu yaparak, Seyitler köyünün belediye sınırları içerisinde olmadığının altını çizdi.

Başkan Özgün kendisini tanıtarak başladığı panelde; “ Sizlerle bir panelde biraraya gelmek uzun süredir düşündüğümüz bir işti. Biz yerel yönetimler hayatın bir parçasıyız. Biz daha çok halkla birlikte yaşayan hizmet sektöründe olan kurumuz. Ben Ankara Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği mezunuyum. İki çocuğum var ikisi de üniversite mezunu. Ben beş çocuklu bir ailenin ferdiyim. İlk orta ve liseyi Artvin’de okudum. Yani bu toprakların çocuğuyum, hayatımın 48 yılı Artvin’de geçti. Çok az memuriyet hayatım var. Geçmişte bizim Artvin’de ahırlarımız vardı. Geçim kaynağımız topraktı rahmetli babam otobüsçüydü daha sonra ticaret yapmış. Artvin’de fabrikatör çocuğu yok. Artvin’de ekonomik durumu iyi olan bir aileden geldim, dedem demirci ustasıydı. Çok önemli geçim kaynağıydı o dönemde demircilik. Artvin zor bir kent. Sizde üniversite öğrencisi olarak bu ilde yaşıyorsunuz. İl olmanın gerekleri var. Burası suni bir il. Artvin soğuk savaş döneminin getirdiği bir sınır ili. Arazi yok havalimanı yok, ulaşım zor. Bakın Ardeşen’in nüfusu 28 bin 50 tane polis var. Artvin’in nüfusu 25 bin ve 500 tane polis var. Şimdi 100 tane daha gelecekmiş maden meselesi yüzünden. Sokakta insanlarımız mutlu değil. Sokakta kavga, maçta kavga. Artvin’de amatör maça gittim orda kavga. Mecliste salı günleri grup toplantılarında kavga. Geçen üniversite öğrencilerine konser verdik. Türbanlısı türbansızı yan yana oturuyor ne kadar güzel çok hoşuma gitti. Elhamdülillah hepimiz müslümanız. Birbirimizin inançlarına görüşlerine saygı göstereceğiz.

Ben 12 Eylül dönemini gördüm. Üniversite okurken benim en sadık dostlarım Kürtlerdi. Fransız düşünür ne demiş, ‘ben önce insanım sonra Fransız’ım’. Biz 12 Eylül Amerikan emperyalizmine kafa tutar ve kahrolsun ABD emperyalizmi derdik. Bu ülkenin değerleri eşit olsun peşkeşi çekilmesin derdik. Örnek rakamlarla söylüyorum tekel 9 liraya satıldı, alan 2 mislisine sattı. İkiye alan 3’e sattı bu değerler kimin?

PETKİM, Telekom kimin? İşsizlik ne oldu, patladı. Bugün biri diyor ki Artvin Köy Hizmetleri’nde 1500 kişi, orman dairesinde 100 kişi çalışırdı. Özelleştirme gereği vahşi kapitalizm daha çok çalışılacak diyor. Daha çok para için daha çok çalışılacak, emeğinin karşılığını alamadan. Bu kadar üniversiteli var bu inşalarımıza nasıl iş bulacağız. Biz bu sorumluluğu taşıyan insanlardanız. Türkiye’de siyaseti farklı algılıyorlar kavgaya ne gerek var. 12 Eylül’de ülkücülerle devrimciler kavga ettik bizi içeri attılar.

İkimizin ortak noktası yurt severlikti. Yanlış kavgalar anlamsız kavgalar yaptık. 12 Eylül’de gelip üzerimizden geçtiler. Önemli olan fikirleri yarıştırmak. Bizim belediyenin limonatası meşhurdur amaç limonatayı yapmak olmalı. En iyisin yapmak olmalı. Şimdi Türkiye’de bir cep telefonu düşünün nasıl yapılır? Yapmayı bırakın olanın biri anteni biri gövdesini çalar. Türkiye zengin herkese yeter. Ben her yurtdışına çıkışımda ülkemi özlüyorum. İnsanlarımız güzel. Siyaset kavga etmemeli siyaset toplumun sorunları çözmeli. Fikirleri yarıştırılmalı. Benimde sizin kadar çocuklarım var.

Bakın Reyhanlı’da insanlarımız öldü sen suçlusun desek ne olur ben desem ne olur ortada bir vaka var. Bırakın kimin suçlu olduğunu. Ben diyorum ki komşularla iyi olalım kimse silahsız dünyayı savunmaz. Ben diyorum kavgasız silahsız olmalı dünya, polis silah taşımasın İngiltere’de taşımıyor. Önleyici tedbir alınsın. Adam öldürmeyi önleyen tedbir alınmalı. Ben diş hekimiyim bir çocuğu ölene kadar bana versinler ben onun dişlerini çürütmem. Bizde ne yapıyoruz diş çürüyor tedavi etmeye çalışıyoruz.

Reyhanlı’da insanlar ölüyor. Komşularla iyi geçinmemiz lazım. Şuan ülkemizde sınırlar yolgeçen hanı olmuş. Hal böyle olunca bugünkü sorunlarla karşılaşırız. Eskiden Yunanla kavgalıydık şimdi dost olduk. Şimdi dostuz neden iflas etti de ondan. Emperyalistler Türkiye’yi rahat bırakmıyor Ortadoğu’nun güçlüsü olursak onlar Ortadoğu’ya hakim olamaz. Sevgiyle saygıyla birbirimizi severek siyaset yapacağız. Ülkenin sorunları çözülmeyecek sorunlar değil.

Ülkemiz zengin, yarın siz yönetici olacaksınız ülkemiz tarım ve hayvancılık ülkesi, denizlerimiz var. Benim kız kardeşim inek sağardı. Sobalı evlerde oturduk. Ahırda ineğimiz vardı. İnanın bugünden daha mutluyduk. Dünyanın en büyük hayvancılık ülkesi et ithal ediyor, buğday ithal ediyor. Yani böylesine zengin bir ülke neden bu halde. Bizde petrol yok ama petrolden daha zengin varlıklarımız var ne yapacağız petrol alacağız onlarda olmayanları onlara satacağız. Bizim zenginliklerimizi değerlendireceğiz. Yani Türkiye zengin herkese yeter. Yeter ki değerler peşkeş çekilmesin tüyü bitmemiş yetimin hakkı yedirilmesin. Bu ülkenin insanlarının hakkı başkalarına satılmasın.

Tekel Seydi şehir Telekom hepsi satıldı. Altın yumurtlayan tavuk satılmaz. Biz işadamının yatı varken vatandaşın kayığı olacak. Bir insan yüzerek karşıdan karşıya geçemez. 800 TL maaş için belediyeye binlerce insan müracaat ediyor bu ülke niye bu hale geldi. Özelleştirmede rezillikler ortaya çıkıyor tuhaf bir durum var. Özelleştirmeler yanlıştı.

Ortak değerlerimiz kaybettik. Örnek ben doğruyu da söylesem bana muhalifler hayır doğru demiyorsun diyorlar. Karşıdaki doğru söylese de hayır sen doğru söylemiyorsun deniyor. Böyle siyaset böyle kalkınma olmaz. Bizler yerel yöneticiler olarak bu zor coğrafyada bir şeyler yapmaya çalıştık. Ben 14 yıldır Artvin’de belediye başkanıyım ben Artvin’de belediyeyi alınca 20 trilyon borç vardı işçi memurun maaşı ödenmiyordu. 15 yıldır maaşlar tıkır tıkır ödeniyor. Türkiye’de borcu olmayan sayılı belediyedir. Artvin’e geldiğimde bir tane çocuk parkı yoktu bir tane banka yoktu. Korzul’dan çarşıya 500 tane bank yaptık. Bir park yapacağız arazi bulamıyoruz. En büyük arazimiz fabrikanın olduğu yerdi. Şuan üniversite kuruluyor.

Bizler 15 yılda alt ve üst yapıyı duvarı yolları yapmaya çalıştık. Türkiye’nin çok çeşitli yerlerinden geldiniz en yakın havalimanı 3 saat şehre girmek için 14 viraj var. Geçen gelen bir misafir dağa götüreyim dedim sayın başkan bu dağın bir dağımı var dedi. Burada çok zor koşullarda görev yapıyoruz. Burası pahalı bir kent. Tuğlayı Erbaa’da 250 TL’ye alıyor 250 TL’de nakliye ödüyoruz. 500 polisimiz var konutlar bu yüzden pahalı üniversiteler için hazırlıksız yola çıktık.

Sizler her zaman gelin kapımız sizlere sonuna kadar açık. Size yardımcı olacağım noktalarda yardımcı olayım. Bugün ben fazla konuşmayacağım siz konuşacaksınız bugün. Asla kendinizi sansürlemeyin kafanızda ne varsa bana sorun. Konuşalım dertleşelim nedir bu sorunlar nerde sorun yaşıyoruz. Açık yüreklilikle cevap vereceğim sorularınıza, beni sıkıştırın ”dedi.

Daha sonra soru cevap kısmına geçildi. Soru soran bir öğrenci dolmuş fiyatlarının yüksekliğinden yakındı. Öğrenci aylık ulaşım giderlerinin asgari ücrete bakıldığında çok yüksek olduğuna dikkat çekerek sorunun çözülmesi için başkandan çözüm istedi.

Başkan Özgün öğrenciye verdiği cevapta Biz Artvin’de taşımacılık faciası yaşıyoruz. Burada sorun şudur. Üniversite kampüsünün bir kısmı Seyitler köyünde, bir bölümü Çayağzı mahallesinde. Üniversite kampüsünden Artvin’e kaç TL’ ye geliniyor. Sorun öğrencinin üniversite kampusundan ya da yurdun önünden 1 TL’ye gidemiyor olmasında. Yani bu işin çözümü tek araç. Yurttan kalkan araç 1 tl ye öğrenciyi dilediği yere kadar götürecek. Sorun minibüsün otobüsün şehir içine girip çıkması sorunu değil. Sorun öğrencinin bu yolculukta çok para harcıyor olmasıdır. Artvin merkezden kalkan öğrenci tek araçla üniversite yurduna 1 TL’ye gidebilmelidir. Oradan kalkınca şehir merkezine 1 TL’ye gelebilmelidir. Toplu taşıma önemli bir iştir. Örnek bizim Artvin belediye sınırları içerisinde 32 minibüsümüz var yukarı kooperatifte 40 tane minibüs var. Şimdi ben kuruluş aşamasında söyledim. Bu hatayı yaptığınızda yarın işin içinden çıkılmaz sorunlarla karşılaşırsınız dedim. O zaman bir vali muavini arkadaşımızın yaptığı hatanın faturasını bugün öğrenciler ödüyor. Şimdi Artvin’de öğrenci servisleri var, seyitlerde bir fen lisesi var oradaki dolmuşçu arkadaşlarım ne yaptı fen lisesinin öğrenci servislerini oraya sokmadılar.

Ben demiyorum ki oradaki minibüsçü arkadaşlarım ekmek yemesin. Tabiki ekmek yiyecekler o köy onların köyü. Kafe açtılar mı açtılar, pideci açtılar mı açtılar. Arazileri beş lirayken 100 lira oldu mu oldu. Şimdi sen biraz bir şeyler yap. Benim gariban öğrencime yardımcı ol. 40 tane minibüs var bende 32 tane. Geçen trafik komisyonunda sorunun çözümü üniversiteye bırakılsın şeklinde bir konu görüşüldü. Türkiye’nin değişik illerinde üniversitelerin öğrenci servisleri var. Biz Artvin’de şehir içi servisleri ihale ettik. Seyitlere dedik ki siz minibüsleri 20’ye düşürün 8 tane otobüs alın. Dedik ki yarım otobüs alın. Yada sayıyı 20 ye indirin. Yani bir otobüste indi bindi, 1 lira olsun. Ben öğrenci otobüslerinden belediye olarak bir kuruşu istemiyorum. Bu otobüslere öğrenci otobüsü yazılacak öğrenci dışında bir Allah’ın kulu bu arabalara binemeyecek. Orta boy otobüsler olacak bunlar. Ben hastanenin orda bir durak vereceğim ve belirleyeceğimiz farklı alanlarda birkaç durak vereceğim ve bunun için para pulda alamayacağım. İşte teklif. 40 minibüsü 20’ye indirin, bu 20 kişi 8 adet yarım otobüs alsın, her bir otobüsün iki sahibi olsun ortak olsunlar. Sorunu çözelim. Ama buna da hayır diyorlar. Benim önerdiğim otobüslerin bir tanesi 165 bin TL. 35 kişi oturarak 35 kişi ayakta gidebiliyor indi bindi 1 lira çözüm bu. Hayır! Orda ki minibüsçü arkadaşlar, ısrarla hayır dediler. Hatta fen lisesinin servislerini bile sokmayız dediler köye. Be kardeşim sen benim öğrencimin ekonomik durumunu bilmiyorsun. Dar gelirli çocuklar bunlar. Şehrin her yerine 1 liraya gitsin bu çocuklar.

Nerde binerse binsin nerde inerse insin 1TL olmalı. Beş yıldır ayağıma basmışlarcasına bağırıyorum. Siz burada yokken de bağırıyordum bu ilerde büyük sorun olacak diye. Dedim ki Seyitleri belediye sınırları içerisine alalım dediler ki Emin Özgün işine baksın. Pekâlâ, ben işime bakıyorum. Seyitler köyü belediye sınırları içerisinde değil, o zaman hadi sorun çözülsün. İlgili kurumlar sorunu çözsün. Ama mesele burada birilerini suçlamak değil. Mesele öğrencinin ucuza taşınmasını sağlamak. Diyorlar ki belediye seyitlere dolmuş koysun ben dolmuş koyumda her gün orda 40 minibüsçü ile kavgamı edeyim. Oradaki tavır ve tutumları görüyorsunuz. Ben onların kazançlarına saygı gösteriyorum. Ben şehir içinde 25 bin kişiyi 32 minibüsle taşıyorum sen 4 bin öğrenciyi 40 minibüsle taşıyorsun. Şimdi 40 ı birden çalışmıyor. O kadar ekmek yok burada. Toplu taşımanın bir kuralı var kuralı yıktılar bu duruma geldik. 8 tane otobüs alsınlar parayı yine onlar kazansın. Öğrenci temsilcileri olarak minibüsçülerle sizde konuşun. Bu sorunu çözelim. Orda bir tuvalet vardı yıktım dediler başkan tuvaleti yıktı. Ben Ankara’da okudum Ankara’da hangi durakta tuvalet var. Ben ne yaptım oraya mobil tuvalet koydum.

Bu taşıma konusunda sayın valim çok üzülüyor. O da sorunu çözmek için uğraşıyor. Diyoruz ki üniversite otobüs alsın o da çekiniyor. Minibüsçü arkadaşlarımızla karşı karşıya geleceğiz. Anladık ta ne olacak bu çocukların taşımacılık sorunu. Ben üniversite öğrencisi taşıyan öğrenci servisinden bir kuruş istemiyorum bu kooperatif otobüs almak zorunda. Bu kooperatif bunu yapmak zorunda valilik iyi niyetle bakıyor olaya ama iyi niyetle olmuyor çözüm bu kooperatif otobüs alacak. Ben 10 yıldır bu öneriyi getiriyorum. Daha o kooperatif kurulmadan önce ben bu sorunun olacağını gördüğümden o zaman bu konuyu dillendirdim. 3 kişi bir araya gelmiş kooperatif kurmuş hadi diyelim kurdular. Olan olmuş sayıları 40 olmuş. Kendilerine minibüs almışlar. Ekmek parası kazanıyorlar. Biz onlarında hakkını koruyacağız. Onlarda ekmek yiyecek onlar ekmek yemesin demiyoruz. Önerim 8 adet yarım otobüs alacaklar bu iş bu şekilde çözülecek. Bende şehir içinde onlara birkaç durak yeri göstereceğim ve bir kuruş para talep etmeyeceğim. Bu konunun çözülemeyişimin nedeni biz Artvin’deki idarecilerin başarısızlığıdır, bu özeleştiriyi yapıyorum” dedi.

Bir öğrencinin; “Koskoca devlet oradaki 40 minibüsçüye yenik mi düştü, büyükşehirlerdeki otopark mafyası gibi burada da bir dolmuşçu mafyası var ve siz bunlara müdahale edemiyor musunuz” şeklindeki sorusu salondan büyük alkış aldı. Başkan Özgün ise böyle bir şey olmadığını Seyitler’in belediye sınırları içerisinde olmadığını, çift başlılık olduğunu sorunun belediye sınırları içerisinde gelişmediğini kaydetti. Başkan Özgün benim sınırlarım içerisinde 32 dolmuş var sorun yaşıyor musunuz” dedi.

Geçtiğimiz günlerde bir üniversite öğrencisinin kayalıklardan düşmesi sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili Artvin Belediyesi’nden cesedin otopsiye yollanması için cenaze arabası istediklerini ancak bu konuda olumsuz yanıt aldıklarını söyleyen bir öğrenciye Başkan Özgün, otopsiye yollanan bir cesette adli tıp inceleme yapar. Bu durumlarda cesedi önünüze gelen her araçla götüremezsiniz ben hekimim. Cenaze aracı bu iş için uygun araç değildir. Devlet hastanesinin çok sayıda ambulansı var. Ben defalarca uyardım ambulansların birini bu iş için dizayn edip kullanmalı. Artvin Belediyesi’nin bir tane cenaze aracı var ve bu araç gidip Trabzon’da bir gün kalacaktı. Burada ikinci cenazede aracımız olmayacaktı. Kaldı ki cenaze aracı, yine ısrarla söylüyorum otopsi için cenaze taşımaz. Onun aracı cenaze arabası değildir. O iş için farklı araçlar vardır. Bu konuda söylediklerinize katılmıyorum. Ancak derseniz ki neden tek cenaze aracınız var bu konuda haklısınız bütçemiz bu kadar. Ancak yine de madem böyle bir talebiniz var ben bir tane daha cenaze arabası alayım” dedi.

Panel soru cevap ile sona ererken, çıkışta öğrencilere ikram yapıldı.

comments powered by Disqus

Hopam.com'un notu: Okuduğunuz haber sitemize 24.05.2013 tarihinde Tolga Gül tarafından girilmiştir. Her ne kadar yayın ilkelerimiz doğrultusunda belli bir süzgeçten geçirmiş olsak da haberin yazım kurallarına ve etik teamüllere uygunluğu, içeriğinin doğruluğu ve tarafsızlığı Hopam.com tarafından garanti edilmemektedir. Bununla birlikte, haber metni veya ilgili diğer materyalleri kısmen ya da tamamen kopyalanması, yayımlanması, uyarlanması, çevirisinin yapılması, değiştirilmesi ve başka yayın organlarında paylaşılması söz konusu muhabirin iznine tabidir.
Benzer Haberler
Benzer içerik bulunamadı.


En Çok Okunan Eğitim Haberleri
 » Hopa Özel Eğitim Okulu İnşaatında İ...